29 Kasım 2009 Pazar

In Bruges (2008)

Yazar Tarih 29 Kasım 2009 Pazar

Sonsuzluğun geri kalanını Bruge’da geçirmek:

Filmin yönetmeni Martin McDonagh aynı zamanda senaristi… İrlandalı McDonagh’ın ilk filmi. Yönetmen Six Shooter ile 2006 yılında En İyi Kısa Film Oskar’ını kazanmış… In Bruges’un da adaylıkları ve aldığı ödüller oldukça fazla…

Colin Farrell (Ray) ve Brendan Gleeson (Ken), tetikçi olarak yaptıkları son işten sonra, patronları Ralph Fiennes (Harry) tarafından ortadan kaybolmaları için adını bile daha önce duymadıkları Belçika kenti Bruge’a yollanır…

Ray’in küçük bir çocuğu yanlışlıkla öldürmekten dolayı derin bir vicdan azabı var…

Patronlarından haber beklerken bir yandan da Bruge’un keyfini çıkarmaya çalışmaktalar… Ancak bu onlar için çok basit olmayacak…

Bruge görüntüleri sizi kente çekiyor. Müthiş bir görme isteği uyandırıyor. Oyunculuklar kalite… Özellikle Gleeson’u ön plana almak lazım… Tahminim yönetmenle can ciğer kuzu sarması oldukları yönünde… Oskar alan kısa filmde de birlikte çalışmışlar… Daha önce Arka Bahçe’de izlediğimiz Ralph Fiennes'in de özel bir oyuncu olduğu su götürmez...

Normal şartlarda filmlerin müziklerini çok rahat dinleyemem… Konsantre olunca, müziği maalesef kaçırırım… Ama bu filmde öyle olmadı… Müzikler çok iyi ve fark edilmeyecek gibi değil… Baskın… Özetle film bazılarının favori filmi olacak cinsten bir kara mizah ürünü… Imdb’de en iyi 250 film listesinde 183. sırada… Türkiye’de sinemalarda gösterilmemiş olması ilginç bir detay… Bu nedenle filmin Türkçe ismi yok…

Filmdeki fantastik diyaloglar ve anlardan bazılarına gelince:

Ray (çocuk katili) akşam yemeğine çıkardığı kıza; Chloe’ye restaurant’ta sorar: “Bir cüceye at sakinleştiricisini nasıl satarsın?”

Susturucu takılmış silahla, çocuk parkının bankında oturan Ray’e arkadan yaklaşan Ken… Ray’in elindeki silahı başına dayadığını görür. İntihar teşebbüsünü engeller:


Kendini öldürmeye hakkın yok!
Benim yok ama senin var? Öyle mi? Bu nasıl adalet?

Harry, Yuri’den silah temin etmeye çalışıyor: “Normal bir adam için normal bir silah istiyorum…”

Ken, Ray’i niye öldürmediğine dair açıklama yapar:

-Çocuk intihara meyilli Harry… Sadece yürüyen bir ölü…
-Ken, dün seni arayıp şunu mu söyledim: Bir iyilik yapıp Ray’in psikoloğu olur musun? Hayır! Sanırım sorduğum soru şuydu: Bir iyilik yapıp, Ray’in beynini dağıtabilir misin?

Ray’in Harry’ye: “Hayır, o çocuk değil, cüce…” Demeye çalışması…

Harry’nin dünyanın en prensipli katili olmasından dolayı tereddüt etmeden silahı, söz verdiği gibi, çenesine dayaması…

Yılbaşı önceleri gösterime giren “yılbaşı filmlerinden” ziyade; karlı, çam ağaçlı, ışıklı, harika binalarıyla yılbaşına hazırlanan Bruge’da çekilen in Bruges çok daha iyi bir tercih…

Filmlerdeki hataları yakalamak gibi bir takıntınız varsa, bira bardaklarına dikkat etmeniz lazım…
Ne yazık ki, DVD’de bir sorun çıktığı için filmin ikinci yarısını VCD’den Türkçe olarak izlemek zorunda kaldım… Filmin orijinal dilde, Türkçe altyazıyla izlenmesi tavsiye edilir… Çünkü kullanılan dil, filmin en önemli unsurlarından…

Film bitti, yıllar önceki bir öğretmenim aklıma geldi... Özür dileme kavramına karşıydı... "Sen adamı öldürüyorsun, ondan sonra da özür diliyorsun" derdi...



Hiç yorum yok: